Batıya giden osmanlı öğrencilerine telkin
Osmanlı imparatorluğu gelişimlere ayak uydurmuş ve bunun için bir dizi çalışmalar yapmıştır. Bunlardan birisi de batı ülkelerindeki gelişmelerin osmanlıya taşınması için öğrenci gönderimi gibi..
Fakat ne hikmettir ki bizim eğitim için gönderdiklerimiz terörist olup yurda geriye dönüyordu. Ya da bizim öğrencileri eğitsin diye getirdiklerimiz, öğrencilerimizi devlete karşı kışkırtıyor ve eşkiya yetiştiriyorlardı.
İşte batılıların kullandığı görülmeyen gizli silah telkin idi.
Telkini yapan kişi seni ülkeni devletini sevmiyor hatta türk olduğun için senden nefret ediyor fakat daha büyük amaç için seninle dost oluyordu. Herşeyi ile canı gönülden içten davranıyor sana yardımcı olmaya çalışıyor. Seni elde etmeye çalışıyordu. Sonra da sana asıl öğrenmen gereken bilgiyi vermek yerine bilinçaltına terörizmi aşılıyordu.
Devlete karşı olumsuz duygular beslemeye başlıyordun. Sen onların sistemlerini kendi kültürüne entegre etmek için kafa patlatmak yerine sistemi nasıl değiştiririm buna odaklanıyordun. Sonuc olarak devletin imkanları ile diplomalı eşkiya oluyordun. Her fırsatta sistemle mücadele ediyor ve sistemi yok etmeye programlandığın için görevini hakkı ile yapıyordun..
Tarihine düşman, geçmişini öcü olarak gören bir birey oluyordun. Osmanlı dendiğinde tüylerin diken diken oluyordu. İşte bunlar telkinin gücüydü.
Batılıların asıl keşfedipte dillendirmedikleri güçleri bunlardı. Çağdaş yalancılık.. Modern yalancılık diyebiliriz bunun adına.. Peygamber efendimizin tabiri ile devriddecacile de diyebiliriz.
İşte biz adam olun devlete millete hayırlı evlatlar olun diye gönderiyorduk onları.. Onlar ise devleti sövmeyi adamlık olarak öğrenip geliyorlardı. Modernizm için sistemin değişmesi gerektiğine ikna olup geliyorlardı.
Bunların hepsi sistemli ve planlı olarak uygulanan telkin araçlarının eseriydi.
Aynı zamanda osmanlı topraklarında yer alan azınlık okulların tamamı sistamatik telkin yöntemini uygulamaktaydılar.
Sonuç olarak ittihat ve terakki doğdu.. Arkasından cihan harbi patlak verdi.. Bir kaç acemi caylağın yönettiği ülkeyi parmaklarında oynatmak kolaydı artık.
Ve başardılar..
Nerede şimdi enver paşalar, talat paşalar?
Hani neredeler?
Kim neden temizledi onları?
Fakat ne hikmettir ki bizim eğitim için gönderdiklerimiz terörist olup yurda geriye dönüyordu. Ya da bizim öğrencileri eğitsin diye getirdiklerimiz, öğrencilerimizi devlete karşı kışkırtıyor ve eşkiya yetiştiriyorlardı.
İşte batılıların kullandığı görülmeyen gizli silah telkin idi.
Telkini yapan kişi seni ülkeni devletini sevmiyor hatta türk olduğun için senden nefret ediyor fakat daha büyük amaç için seninle dost oluyordu. Herşeyi ile canı gönülden içten davranıyor sana yardımcı olmaya çalışıyor. Seni elde etmeye çalışıyordu. Sonra da sana asıl öğrenmen gereken bilgiyi vermek yerine bilinçaltına terörizmi aşılıyordu.
Devlete karşı olumsuz duygular beslemeye başlıyordun. Sen onların sistemlerini kendi kültürüne entegre etmek için kafa patlatmak yerine sistemi nasıl değiştiririm buna odaklanıyordun. Sonuc olarak devletin imkanları ile diplomalı eşkiya oluyordun. Her fırsatta sistemle mücadele ediyor ve sistemi yok etmeye programlandığın için görevini hakkı ile yapıyordun..
Tarihine düşman, geçmişini öcü olarak gören bir birey oluyordun. Osmanlı dendiğinde tüylerin diken diken oluyordu. İşte bunlar telkinin gücüydü.
Batılıların asıl keşfedipte dillendirmedikleri güçleri bunlardı. Çağdaş yalancılık.. Modern yalancılık diyebiliriz bunun adına.. Peygamber efendimizin tabiri ile devriddecacile de diyebiliriz.
İşte biz adam olun devlete millete hayırlı evlatlar olun diye gönderiyorduk onları.. Onlar ise devleti sövmeyi adamlık olarak öğrenip geliyorlardı. Modernizm için sistemin değişmesi gerektiğine ikna olup geliyorlardı.
Bunların hepsi sistemli ve planlı olarak uygulanan telkin araçlarının eseriydi.
Aynı zamanda osmanlı topraklarında yer alan azınlık okulların tamamı sistamatik telkin yöntemini uygulamaktaydılar.
Sonuç olarak ittihat ve terakki doğdu.. Arkasından cihan harbi patlak verdi.. Bir kaç acemi caylağın yönettiği ülkeyi parmaklarında oynatmak kolaydı artık.
Ve başardılar..
Nerede şimdi enver paşalar, talat paşalar?
Hani neredeler?
Kim neden temizledi onları?